17 Mart 2013

Jules Verne Okuyunca Seyahat Etmiş de Sayıldım Mı?

Yalnızlığın daha da duyarlı kıldığı, korku yüklü kaygıların insanın beynine kadar işlediği bir ruh durumu içinde bulunuyordu. Böylesi bir yolculuğun sonunda, bir sürü engeli aştıktan sonra, tam hedefe ulaşacak durumdayken korku daha da keskin, heyecanlar daha da güçlüdür, varış noktası gözlerinizin önünden kaçıp gidiyor gibidir.   
                                                         -Balonla Beş Hafta, Jules Verne

Dr. Samuel Fergusson, yardımcısı Joseph Wilson (Joe) ve arkadaşı Richard Kennedy (kısaca Dick) tam da Senegal'de, Afrika seyahatleri bitmek üzereyken ki o anda. Dr. Fergusson dingin gecede, tedirginlikle beklerken.

Bu ana geri döndüm şuan. Seyahat edemiyorum bari Jules Verne götürsün beni bugün bir yerlere diyip, üniversite yıllarımın başında okuduğum kitabı açıyorum. Bazı bölümlerin altı çizili, bakıyorum, aradan üç dört yıl geçmesine rağmen tam da o ana dahil oluveriyorum.

İnsanın hiç böyle bir seyahate çıkmasa bile bu kadar gerçekçi yazabilmesi muhteşem bir çalışmanın ve yeteneğin ürünü hiç şüphesiz. Ama aynı zamanda çok da güzel bir kalbin ürünü olmalı. Şöyle ki;

Ama ya sonra? Bu bahisten ne kazanmıştı? Bu yolculuğun getirisi ne olmuştu?
 Hiçbir şey denilebilir mi? Ne kadar inanılmaz gelirse gelsin, onu dünyanın en mutlu erkeklerinden biri yapan bu genç kadını saymazsak, evet!
 Aslında bir tek bunun için bile dünya turu yapılmaz mı?                      
                                                    -80 Günde Devr-i Alem, Jules Verne
                             
Demem o ki, Jules Verne okumadıysanız okuyun. Etrafınızda okumayan bir çocuk varsa ona dünyanın en faydalı hediyelerinden birini verin.
  

2 yorum:

Kadir Boğaç Kunt dedi ki...

[Çocukluğumu Dünya cenneti Alanya (Antalya)’nın, adam yutan bataklıklarında; bir elinde Jules Verne kitapları, diğer elinde pazar filesinden bozma atrap ile kelebek ve börtü böcek peşinde koşan bir ademoğlu olarak geçirdim. Nereden bilirdim o yıllarda bir ömrün böyle geçeceğini?

Hayal meyal hatırlıyorum ancak Jules Verne, romanlarında sık sık bilimsel cemiyetlerden bahsederdi. Bu cemiyetlerin üyelerini tasvir ederken aniden ciddileşir, ağır ağdalı bir dil kullanmaya başlardı. Çocuk aklı işte veyahut benim süslü hayal dünyam… Böylesi saygın bilimsel cemiyetlerin, saygıdeğer üyeleri yerine koyardım kendimi. Bilimsel keşifler peşinde koşar; dağlar denizler aşardım. Sonunda düştüğüm hep bir lağım çukuru olurdu… Eve dönüşlerde anneciğimden yediğim tokyolar da cabası.]

Ta ne zaman yazmışım bu metni; sizinkini okuyunca geldi hatırıma... :)

vişnesu dedi ki...

Çocukken Jules Verne kitaplarıyla tanışmış olmayı çok isterdim. Çocukluğumun uzun bir dönemini ben de Alanya'da geçirdim ama daha başkaydı. Ne şanslısınız :)

Yorum Gönder