04 Haziran 2009

Naçizane Doğum Günü Hediyesi

Bu blog yazısı hayatımın büyük bir bölümünü etkileyen pek sayın ve sevgili müyendiz bey nam-ı diğer igungor yani benim canımın içi ağabeyim için yazılmıştır. Neden: Çünkü bugün aybiminin doğum günüdür. Birincisi; böylece para harcamadan abime bu yazıyı hediye ediyorum :) İkincisi igungor'un doğumunun 24. yılında onu herkesin tanımasını istiyorum :)

Evet, igungor kimdir, nedir? Ağabey kime denir?

igungor: Beni çok küçük yaşlarda bilgisayarla, bilgisayar oyunlarıyla, internetle, bilimum teknolojik aletler ve gelişmelerle tanıştıran bilişim insanıdır. Aynı zamanda Canım Blog'umun da ilk okuyucusudur. Bu açıdan pek bi tatlıdır.

igungor: Gönüllü pardus geliştiricisidir. Kardeşine, pardus(aslında sadece pardus değil, Linux tabanlı, açık kaynak kodlu herşey) sevgisini aşılayan, bıkmadan -tabii bazen bıkıyor da olabilir- anlatan, öğreten açık kaynak kod sevdalısıdır. Özgür yazılım sever.

igungor: Çoğu kimsenin anlamadığı o siyah ekranda çalışan, eden, yazan, kodlayan kişidir. İnsanlar onu anlamasa da kardeşi naptığını bilir, gurur duyar...

igungor: Vişnesuyunu doğduğu andan itibaren asistanı olarak yetiştiren bir zattır. Asistanın ayak işlerini yapmasıyla envai çeşit elektronik-anelektronik alet açılır, incelenir, gerekirse içinden parça çalınır.
...
Ağabey: Ben daha minicikken (evet, bu uzun insan da bir zamanlar minikti) annem bana kızdığında hemen balkona koşup "Ağğbaaa, ağbaa annem beni dövüyoo, kurtar beni..." diye haykırışlarımdaki tek sığınağımdır. (Belki de evde tek başıma çok sıkılıyordum, seninde dışarda oynamana dayanamıyordum ve bu abartışlarımın sebebi bu yüzdendi. Olabilir tagbii neden olmasın ki, mantıklı.)

Ağabey: Akşamları evde ya da tatillerde eğlence kaynağındır. Uzun yolculuklarda arabanın arka koltuğunda geyik yapılan insandır.

Ağabey: Saklanan bayram şekerlerini birlikte arama kurtarma ciddiyetinde aradığın, bulunca da paylaştığın kardeştir.

Ağabey: Masanın altına saklandığın ve orayı kocaman bir dünya olarak görüp oyunlar oynadığın oyun arkadaşındır.

Ağabey: Yıllarca Mortal Kombat, Street Fighter gibi oyunlarda küçük müçük demeyip, acımadan, kombolar yaparaktan, nakavt ederekten, fatalitylere sebep olan da bir oyun arkadaşıdır aynı zamanda. Az dayak yememişimdir. Çocukluğuma inmeyin, böyle olmamın nedeninde "Finish her" de sonya kılığındaki vişnenin ölümünü görebilirsiniz.



Ağabey: Son zamanlarda Frozen Bubble, teeworlds gibi oyunlarda vişnesuyuna çok pis yenilen fekat ballı bebe diyerekten bu durumu kabullenemezmiş gibi görünse de aslında onu yenmemle içten içe gurur duyan kardeştir. (Ağbii gurur duyuyon dimii?)

Ağabey: Firetsonfire ile çok güzel şarkılar çalıp evde mini bir konser vermiş klavye virtüözüdür. (Bilmeyenler için: Guitar Hero oyununun bilgisayara uygulanmış versiyonudur. Oyuncak gitar yerine klavyeyi kullanıyorsunuz. Kıytırık klavyeyle bir rockstar'a dönüşebiliyorsunuz.)



--Hayla abimin rekorunu geçememişimdir. Ama olsundur. Keşke şimdi evde olsamda abim çalsa, bizde at sıpası Şevval ile hoplasak, zıplasaktır. Öyle böyle değil, şu anda çok özlemişimdir..

Ağabey: Kilolarca mısır eşliğinde Full Metal Alchemist'i son bölümüne kadar izlediğin arkadaştır.

--Ağabeyim sayesinde anime ile tanışır, izlerim, severim. O da benim Martin Mystere çizgi romanlarımı alır, okur.. Güzel şeydir kardeş olmak...

Ağabey: Beraber kayak yapmayı öğrendiğin, tenis oynadığın sosyal de biridir aynı zamanda. Hep bilgisayar hep bilgisayar değildir. Tamam çok bilgisayardır ama biraz da sosyalliktir.

Ağabey: Karneyi ya da deneme sınav sonucumu gösterirken en çok heyecanlandığım kimsedir. Abidir işte!

Ağabey: Kimi zaman at sıpasının kankası kimi zaman at sıpasının en gıcık olduğu insandır. Zaten Şevval'e güven olur mu ki?

Ağabey: Kaç yaşına gelsemde hala koluma saat yapan insandır. Dişleri de zehirlidir aynı zamanda!

Kısacası:
Ben ağabeyimi çok severim, şekerle beslerim.
Hayatta en hakiki mürşit kardeşliktir!
Ben abiye abi demem programlama dili bilmedikçe!
Abicim seni ben çiçeklerden, yemişten...

diyerekten doğum günü çocuğunu şımartıyor, kocaman sarılıyor, yanaklarından şapur şupur öpüyorum. Ha bir de unutmadan koluna da kocaman bir saat yapıyorum. Bu saatte benden sana doğum günü hediyesi..

Seni çok seviyorum ağabeyim :)

Not: Şartlardan ötürü internet kafe köşelerinde yazmak durumunda olduğum için şöyle abimle yakın zamanda ya da çocukken çekilmiş güzel bir fotoğrafımızı koyamıyorum. Ama ağabeyim sen gönderirsen hiç de fena olmaz :)

1 Temmuz'da yapılan ek: An itibariyle evimdeyim, tatildeyim =) Abimin de bazı sorunlardan ötürü gönderemediği fotoğrafı canım odamın en güzel köşesinde bulunan bilgisayarcığımdan sizlerle paylaşıyorum.

Şevval'in deyimiyle: Kayıncaktan korkan Bilgusu'yun elinden tutan, onu korkularıyla yüzleştiren gardağşım:


Amaçsızca eğlendiğimiz günlerden bir gün:


Galiba büyüyoruz: