23 Kasım 2009

İnsan Olduğumu Hatırlattıkları İçin Virüslere Teşekkür Ederim

Sevgili Blog,

Ne zamandır yazmıyorum, özür dilerim. Tamam biraz hayırsız olabilirim. Ama açıklayabilirim. Bak mesela son yazdığım yazıma yaptığım bir yorumda kendimi ne zaman hıyar gibi değil de insan gibi hissedersem o zaman yazıcam demiştim. Peki ne oldu da kendimi tekrar insan gibi hissetmeye başladım? Merak ettin dimiğ?

Şimdi, şöyle başlayayım canım blog. Geçtiğimiz perşembe yani 19 Kasım'da feci bir boğaz ağrısıyla uyandım. Ve sanki üzerimden tır geçmiş gibiydi. Eklemlerim çok fena ağrıyordu. Ardı ardına öksürüyordum fakat halsizlikten öksürmeye de mecalim yoktu. Nefes alırken biraz zorlanıyordum. Biraz ateşim de çıkmıştı, oh misti. Hoş geldiniz virüslerdi. Ve artık Bilgesu insan olduğunu hissetmişti çünkü hıyarlarda grip virüsü ne gezerdi.




Neyse. Zorla kalktım yataktan sonra yurtta kahvaltı yapmaya çalıştım, dışarı çıktım, meyve ve pastil aldım. Ben tüm bu aktiviteleri yaparken bir yandan da sürekli "Yok canııım, ne domuz gribisi, boğazımı üşüttüm ben" diye de tekrar ediyordum kendi kendime, fakat yinede kendime engel olamadım, girdim internete, domuz gribinin belirtilerini tam hatırlayamadığımdan bir bilene sordum, google abi domuz gribi belirtilerini taşıdığımı söyledi.

İçim içimi yemeye başladı, domuz gribi olan ölür sanıyorum, cahilim çünki.



Gittim Çapa Tıp Fakültesi'ne. Bütün griplileri bir yere toplamışlar (zaten grip değilsen bile orda oluyosun), bi tanecik de doktor vermişler (Garibim, sabahtan beri hasta bakmaktan bitmiş tükenmiş.). Tam 4 saat sonra ancak bana sıra gelmiş, bu süre zarfında annemler beni kırk kez aramış, karşımda ateşler içinde yanan, nefes alamayan, uyuklayan, resmen kaymış hastalar yüzünden psikolojim bozulmuş. Ama hala yıkılmamışım, ayaktaymışım. Fakat doktorun domuz gribi olduğumu söylemesiyle ve "H1N1 virüsü taşıdığı düşünüldüğünden 5 günlük rapor bilmem ne vırt zırt" yazılı bir kağıdı elime tutuşturmasıyla yıkılmışım. Sinirlerim bozulmuş, ağlamışım, apar topar evime, Alanya'ya gelmişim. (İyi ki de gelmişim.)




İşte böyle bloğum, canım. Korku dolu ve stresli dakikalar yaşarken, bir yandan da dinlenmek yerine 4 saat hastanede sıra bekleme, ardından koştur koştur yurda gidip valiz hazırlama, bir yandan millete dert anlatma, vakit kıtlığından yemek yiyememe, tramvaya ve metroya binmek için cengaver gibi kocaman valizi tek başıma merdivenlerden indirip-çıkarma (maske takıyoz diye bütün centilmenler kayboluverdi.), tüm bu yolların sonunda Alanya'ya varabilme gibi işlerle uğraştım. Ama o da nesi? Eve vardığımda turp gibi olmuştum. Bütün bu koşturmaca, sinirsekliğim, duygu seline dönüşmelerim beni iyileştirmiş miydi acaba?

Doktorun muayenede söylediği şeylerin hiç birisi olmuyordu. Ne ateşim yükseliyordu, ne nefes almakta zorlanıyordum. Sanki tam tersiydi ama yine de belli olmazdı. Gerçi doktor ateşimi ölçtüğünde ve 39 olduğunu gördüğünde demiştim ona, dört saat bekledim ya ondan olmuştur doktor hanım abla diye ama çıkacağı varmış ateşinin demişti, alakası yok demişti. Hatta ve kat'a bana sürekli şöyle olacak böyle olacak diyip durmuş, bununda belirtileri diğer gripler gibidir, bir hafta dinlen, hiç bir şeyciğin kalmaz bile dememiş, çok fena bir hastalığa yakalanmışım gibi iyice panikletmişti beni. Sonra ben nefes darlığı çekmeye başladığımda, daha da artacak bu demişti. Tam bir felaket tellalıydı. Sen beni paniklettiğin için nefes darlığı çekiyordum, haberin yoktu.

Ölecek miyim yani diye sorduğumda ise, risk grubundasın demişti. Hı tamam o zaman sorun yok bide kaç günlük ömrüm kaldığını söyleyin de tam olsun, demiştim bende.

Hey Allah'ım! Allah'tan kalp krizinden gitmedim. Ama boşuna bu kadar üzüldüm canım blog. Çünkü eve geldikten sonra, hasta yattığım 2 gün boyunca saglik.gov.tr ve grip.gov.tr sitelerini hatmettim. Ve bu konuda ne kadar bilinçsiz olduğumu farkettim. Lütfen sevgili okuyucu sende hasta olmayı bekleme, sende oku.




Hatta internetten takip ettiğim hem Sandaletli Seyyah hem Doktor olan Bora Bilgin 'de yazmış, güzelce açıklamış.( Şurda ve şurda) Ve demiş ki: [...] Muayenesi sonucunda kendisine grip olduğunu, bu dönemde pratik olarak tüm gripler domuz gribi sayılmakla birlikte bunda korkacak bir durum olmadığını, zira domuz gribinin geçmiş yıllardaki mevsimsel griplerden farklı seyretmediğini anlattım.Evde istirahat etmesini, ateşi üç günde fazla sürerse, ya da öksürüğü şiddetlenirse hastaneye başvurmasını söyledim ve Parasetamol tb 3x1 PO reçete ettim. Tabi herkesin doktoru Bora Bilgin değil ki korkacak bir durum olmadığını söylesin..

İşte böyle blogcum. Bu kadar bilinçsiz bir yazarın var senin. İnsan daha önce hiç mi girip okumaz devlet babanın sitesinden. O yüzden tekrar diyorum ki okumadıysanız bir an önce sizde okuyun adam olun Bilgesu gibi eşek olmayın.

Sevgi dolu bir not: Bu yazıyı anneme ithaf ediyorum blog :) Yaptığı nefizz çorbalar için, odama tepsiyle gelen yemekler, tatlılar, ballı sütler için... 3 günde sapasağlam olmamı sağladığı ve verdiği şefkat ve sevgi için. İnsana anne eli değince hiç bişeyciği kalmıyo be blog.