20 Temmuz 2007

Paylaşmak İstediğim Keşfim
















Evet artık gereksiz keşif yok :) Bu seferki keşfim biraz daha işe yarar:

3-4 ay önce Deviantart'a bir gireyim demiştim. Herkes artistik resimleri, avatarları oradan buluyormuş. Bende merak ettim. (şimdi püü cahil, deviantartı daha önce hiç duymadın mı demeyin. Duydum duymasına da hiç girip bakmak aklıma gelmemişti. Böyle güzel bir yer olduğunu bilseydim daha önce girerdim.) Her neyse gezinip ederken, Aaron Jasinski adında bir adamın etkileyici resimleriyle karşılaştım. Çok değişik bir üslubu var. Van Gogh'un resimlerini anımsatıyor sanki. Belki de bu yüzden çekici gelmiştir, bilmiyorum. Bir de müzisyenmiş üstelik. Bu yüzden resimlerinde enstrümanlar ya da müzik dinleyen insanlar bol. İlgisini çekenler için sitesini ve Deviantart'taki sayfasını verip herkesle paylaşmak istiyorum. İçimden geldi.

http://www.aaronjasinski.com/
http://jasinski.deviantart.com/

19 Temmuz 2007

Gereksiz Keşifler

Ya ben yazarım mazarım demişim de hiç bir şey yazmamışım. Ayıp etmişim. O zaman keşiflerimi yazmanın zamanı gelmiş.

Keşif 1: Bir adet Nugger alıp afiyetle yerken bir yandan da arkadaşımızın göz kalmasın diye uzattığı çilekli yoğurtlu mentosu ağzımıza atıp bir güzel çiğniyoruz. Ve bizi hayretler içinde bırakan Cheetos tadına ulaşıyoruz. Ve bu tadın ardından kendimizle çelişiyor, bir yandan da "Vay be bu ne tutum bir de Cheetos'a para vermedim." demenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Keşif 2: Bir adet yeni haşlanmış yumurtayı yiyoruz. Üzerine sıcak çayı yudumluyoruz. Vee ta ta ta taaaam akide şekerinin (mevlana şekeri) tadını çıkarıyoruz.

Keşif 3: Ve şimdi de okul gezisinde her zaman olduğu gibi yarı kanlı tavuk kanadını yiyoruz. Üzerine taze jajajalatalık(salatalık) ısırıp, yutuyoruz. Ve üstüne de buz gibi kola içtik mi iğrenç bir nane tadıyla karşılaşıyoruz. (Not:Belki tavuklar iyi pişmiş olsaydı güzel bir nane tadı alabilirdik ama tüm suç, hep aç olan öğrencilerde ve uğraşamayan öğretmenlerde diyor, afiyet diliyoruz.)

Ve en sonunda bir akşam ailemizle otururken bu keşifleri anlatıyoruz ki bizimle gurur duysunlar diye. Ardından babanız ve abiniz su istiyor. Bir yudum içtikten sonra "Hımmm, aynı su tadı... Puhahaha.... Yok yok kola tadı kola... Zuhahaa... " gibilerinden dünyanızı başınıza yıkan cümlelerle karşılaşıyorsunuz. Ama yılmıyoruz. Galileo Galilei'ye de inanmamışlardı belkide onunla da dalga geçmişlerdi ama Galileo yıllar sonra da olsa haklı çıkmıştı. Ve bizde onun gibi haklı çıkıp "Nıhahaa... Puhahaa... Muhahaa " gibilerinden bir çift gülüş atıp son gülen iyi güler edasıyla gidip keşiflerimize devam ediyoruz.

NOT: Bu yazıyı neden bir topluluk yazmış gibi olmuş anlamadım. Ama çok da uzun olmuş. Düzeltemiycem. Üşendim.