18 Ocak 2009

Laboratuvar Deneyleri

Bu dönem hem fizik, hem kimya, hem de biyoloji labı vardı. Geçen hafta itibariyle hepsi bitti. Malum final haftasına girdik. Ühüühüü :( Ama ikinci dönem sadece biyoloji labı olacak ve fare, solucan filan kesecekmişiz. İşte blog yazıları asıl o zaman başlayacakmış =)

Biyoloji Laboratuvarı

Lab 1: İlk lab deneyimimiz olduğu için önce mikroskopla tanıştık. (Gerçi ortaokulda soğan zarı, lisede de saç teli incelemiştik (!) ama mikroskobu toplasam iki dakika anca görmüşümdür.) Meğer mikroskobu dolabından çıkarıp masaya koymanın bile bir tutuş şekli, adabı varmış. Az çok mikroskop nasıl kullanılır öğrendikten sonrada basit bir deneyle başladık:

Dil epitel hücrelerini inceliycez. Bunun için, lameli 45 derecelik açıyla dilimize sürttüğümüzde tükürükle birlikte aldığınız sıvıda, mikroskop altında incelemeye başladık.

Biraz sonra bize evrim dersi veren (o zamanlar daha dersimize girmiyordu. Ne zaman girecek çok merak ediyordum.) Yavuz Hoca geldi. Babacan tavrıyla "Nasıl gidiyor, gençler?" diye sordu. Masaları geziyordu ki benim yanımda durdu.

Mikroskobuma baktı. Çok iyi bir görüntü yakalamışsın, aferin dedi. Çok sevindim bende tabii :) Tek okülerli mikroskop kullandığımız için tek gözünüzü kapatmayın, ikisi de açık olsun o şekilde görmeye çalışın, zamanla alışırsınız dedi, alıştım.





Lab 2: Bu dersimizde bizim bölümün labında değilde botanik bahçesinin labındaydık. (6 hafta boyunca bitkiler üzerinde deney yapacaktık.) Ve bize bu sefer mikroskop diye devasa, son model Olympos'ları verdiklerinde çelişki içindeydim. Peki bu mikroskopsa lab1dekiler neydi? Yoksa birden level mi atladık? Derhal bu çelişkileri bir kenara atıp, bir an önce süppersonik mikroskobu incelemeye koyuldum.






Lab 3: Bu seferki labda mikroskopluk bir işimiz yok. Karbonhidratlar, proteinler, lipidler vs. incelenmesi. Birkaç çeşit deney düzeneğimiz var. Bunlardan birisi lipid incelenmesi. Portakal kabuğunda eterik yağın bulunduğun ispatına dair düzenek hazırlıyoruz. (Portakalı yiyor, kabuğunu bırakıyoruz.) Erlen mayerin içine portakal kabuğu ve su koyup, erleni de ispirto ocağının üstüne koyup, kaynatıyoruz. Erlene bağlı bir düzenek daha var. İşte böylece eterik yağ çıkışını gözlemliycez. Her şey normal yani. Bizim grup hazır, bekliyoruz, bir yandan da asistan bize sorular soruyor derken bir patlama! N'oluyor, bu ne, diye etrafımıza baktığımızda dördüncü masadaki grup saçları kabarık ve havada, yüzleri simsiyah is içinde, yüzlerinde ifadesiz bir bakış... Şaka şaka... Dördüncü masa ispirto içinde. İspirto ocağının ağzını çok mu sıkı kapatmışlar öyle bişey gaz sıkışmış ve ocak patlamış. Yani öyle önemli bir şey icat etmeye çalışırken olan bişey değil. Ama yinede bizim labda deney düzeneği patladı taam mı!

Not: Evde Denemeyiniz!

Lab 8: Altı hafta doldu. Tekrar bizim bölümün labındayız. Oyuncak mikroskoplar biraz hevesimizi kursağımızda bıraksa da gördüğüm çılgın paramesyumlar neşemi yerine getirdi. Aslında o gün amipte görecektik ama ortam soğuk olduğundan ötürü göremedik. Ortamın yeterli sıcaklıkta olması gerekiyormuş. Amipler biraz rahatına düşkün galiba. Ama paramesyumlar öyle mi. O ne trafikti öyle. Kıpır kıpır sürekli birbirlerine çarpıyorlar, çok tatlılar. Yerim sizi paramesyumlar =)

Lab 9: Mitoz ve Mayoz Bölünme

Hani hep kitaplarda gördüğümüz "Profesör Meta Annesini Telofanla aradı"daki profaz, metafaz, anafaz ve telofaz evreleri var ya. Onlar gerçekten varmış. Gözlerimle gördüm. Muhteşemdi. Hücre, ne enteresan bir şey.



Lab 10: Segmentasyon ve Gastrulasyon

Şimdi bu olay, yumurtanın döllendikten sonra embriyonun ilk evrelerini meydana getirmek için bölünmeye başlamasıyla oluşan evrelerdir.

Asistanın getirdiği hazır preparatlardan ben 2-4 blastomerli evreyi aldım. Mikroskopta incelerken 2 ve 4 blastomerli evrelerin yanında eşantiyon olarak gastrula oluşumu da gördüm. Çok sevindim :)

Lam, Lamel, Beyaz Önlük ve Bilgesu

Bilmeyenler için söylüyorum (hani kaza sonucu burada bulunanlar için). İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nde birinci sınıf öğrencisiyim. Heyecanlıyım.. Meraklıyım.. Her bi haltı mikroskopta görmek istiyorum :) Ve 2-3 aydır mikroskop kullanan birisi olarak size mikroskopta neler gördüklerimi-göremediklerimi, biyoloji lab.ında patlayan deney düzeneğini (hep bunu görmek istemişimdir :D), kimya lab.ında ortalığı kokutan kimyasalları anlatacağım filan filan...

Yani hep güzel ve ilginç tarafından bahsedeceğim. Hem kendi adıma sıkılmamak hem de canım bloğum ve okuyucular adına sıkılmamanız için. Yoksa tabii ki her şey gibi burada da canımızı sıkan şeyler oluyor. Hepsi olmasa da bazı taş devrinden kalma kırık dökük mikroskoplar bütün lab. heyecanınızı mahvediyor. Veya çok eğlenceli geçebilecek kimya lab.ına despot ve hiç gülmeyen (sanırım yüz kaslarında problem var. Yoksa bir insan nasıl hiç gülmez çok merak ediyorum.) bir hocanın azarıyla başlamak... Ve despotluğunu, gülmemesini, çatık kaşlarını disiplin sanması... Böyle şeyler olsa da yine de bölümümü çok sevmemin ve bir şeyler öğrenmenin verdiği duyguyla olacak ki buraya hep güzel şeyler yazmak istiyorum. Ve öyleyse başlıyorum...

İlk biyoloji dersimizde tam bir çömez edasıyla, heyecanla hocamızı bekliyoruz. Hocamızı? İçeri üç kişi giriyor. Bunlardan hangisi dersimize girecek diye düşünürken üçününde dersimize gireceğini öğreniyoruz. O zaman anlıyorum üniversitede olduğumu. Aynı derse üç değişik hoca. Üniversiteyi üniversite yapan bu herhalde diye düşünüyorum. Ha birde amfi var tabii. Aslında amfiye oturur oturmaz düşünmeliydim burası üni. galiba diye ama bunu o günün heyecanına veriyorum.

Hocalarımız kendilerini tanıtıyor. Sonra bölümümüz hakkında bahsedip, gaz verici bir konuşma yaparak kendimizi özel hissettiriyorlar. Ardından laboratuvar çalışmalarını anlatıyor, lab. malzemelerini söylüyorlar: Lam, lamel, beyaz önlük... Beyaz önlük mü? :) Kendimizi daha da bir özel hissedip yazmaya devam ediyoruz. Damlalık, bisturi... Bisturi mi? O da ne? Yeniliyor mu?

Bisturi şu imiş :



Çok korkunç görünüyor. Gerçi ben almadım. Onun yerine jilet aldım. Çünkü bu dönem sadece bitkilerle ve tek hücreli canlılarla uğraştık. Hayvanlar kısmetse ikinci dönem :)

14 Ocak 2009

Anı "Dün - Bugün"

Bugün akbilimi doldurmak için büfeye gittiğimde Penguen'in ve Leman'ın yenisinin geldiğini gördüm. Ama Uykusuz daha gelmemişti. Haftalık Uykusuz alıyorum ama arada diğerlerini de alıyorum. Neyse Penguen ve Leman'ı aldım. Yağmur yağdığından hemen çantama koyup hızlı hızlı tramvaya gittim. Tramvaya bindim ve birkaç durak sonra çok önemli bir şeyi hatırladım. İki hafta önce Leman'ın de-doku yarışmasına katılmıştım. Ve bu hafta kazananların açıklanması gerekiyordu. Kazanacağıma inanmadığım için sakince dergiyi açıp okumaya başladım. Birkaç isimden sonra orda yazan neydi? Benim ismim miydi o? Evet evet, benim adımdı. Heyecanlandım, bak gördün mü hediye kazandım bak, bak diye birine seslenmek istedim ama etrafta tanıdık kimse yoktu. Ve yayılan ağzımı yavaşça topladım.

Yurda varır varmaz topladığım ağzımı geri yaydım. Arkadaşlarımla paylaştım sevincimi çünkü. Bir de abimi aradım. Sevinçler paylaştıkça çoğalırmış ya. Benim sevincim çoğaldı ama abiminkini bilemem. Birden çocukluğuna döndü çok depreşti.
...

Yıl bilmem kaç. Günlerden bir gün annemden para kopardığımız gibi bakkala gittik. Çitos aldık şu taso çıkanlardan. Bir abime bir bana. Ben tam cipsimi açıcam abim cipsleri değişelim mi dedi, değiştik. Merak ettim niye değiştiğimizi ama sormadım. Bi cingözlülük peşinde olduğunu bilmiyordum. Bilsem bile ben hep saftım, abime kıyamazdım. Neyse açtık cipslerimizi benimkinin içinden taso çıktı.

-Aa abi bak bende taso çıktı :)

( Abim içinden, ya onun cipsini ben aldım asıl bana çıkmalıydı şurda bir yerdedir diye düşünüp cipsini karıştırmaya devam ediyor ve bir türlü bulamıyor.)

-Abi sana çıktı mı? Abii abii...



Bu abimin yaşadığı küçük bir travmaydı. Artık klasikleşen cips alıp taso çıkma faslında sevinen taraf hep bendim. Oysa ki büyük bir umutla, heyecanla cips alan taraf hep abimdi. Ve aradan yıllar geçti değişen pek bir şey olmadı. Ben sevincimi hemen yine abimle paylaştım. Abim yine depreşti :)

05 Ocak 2009

Flaş! Flaş! Flaş!


Yurt Maceralarım.. Laboratuvardaki deneyler.. (Laboratuvarda facia! Deney düzeneği patladı.) Mikroskoptaki sevimli yaratıklar.. Zıpır paramesyumlar.. Ve daha niceleri..

Çok Yakında Canım Blog'umda!